Çocuklar Permakamp’a gelince serbest oyunla başlıyorlar güne. Oyunun ardından büyük grup Mehmet’le birlikte orman yürüyüşüne çıkıyor. Ormanda ağaç okula gitmişler ve uzun soluklu bir ağaç üzerinde yolculuk macerasına dalmışlar. Ağaç okul devrilmiş büyükçe bir ağaç. Üzerinde oturarak ilerliyoruz ve ucuna gelince aşağı atlıyoruz; ağaç okul yoğun dikkat ve denge gerektiren muhteşem bir deneyim alanı. Büyük grup ormanda ağaç okulunda takıladursun, biz Permakamp’ta açık sınıf çalışmasına başlıyoruz. Mevsim, kuşların göç mevsimi. Çevremizde kuşlar arttı ya biz de kuşlar hakkında konuşuyoruz bu sıra. Çocuklar açık alanda ağaçların altında kuş sesleri arasında kuşlar hakkında uzun uzun konuşuyorlar.
Açık sınıf çalışmasının peşi sıra mutfak ekibi ve sera ekibi olarak ikiye ayrılıyoruz. Mutfakta pufuduk ekşi maya ekmekler yapılıyor. Benimle birlikte serada tohum ekme zamanı bu ara. Dikkat ve özen gerektiren bir iş bu. Minicik ellerin minicik tohumları düşürmeden özenle tutup atık bardaklara ekmeleri uzun zamanımızı alıyor. Önce torfla dolduruyoruz atık bardakları, sonra üzerlerine tohumları serpiyoruz ve ardından bir tutam daha toprak atıyoruz üstlerine. Biber ve yaz kabağı tohumları ekiyoruz. Umarım bir sonraki Permakamp ziyaretlerinde bu tohumlar minik fidelere dönüşmüş olacaklar. Tohumlama işinden sonra sulamaya geçiyoruz. Arazi biraz kurumuş durumda. Hortumdan akan suyla çocuklar ellerindeki minik kaplara su doldurup sulama yapıyorlar. Ayrıca kurumuş durumdaki göletimizi dolduruyoruz bu esnada.
Öğle yemeği için toplanıyoruz işlerimizi bitirince. Yemeğin ardından yine serbest oyun zamanı. Bugünlük ortanca grup orman yürüyüşü yapmayıp yerleşkede kalıyor. Öğretmenleri bugünü onlarla birlikte arazide geçirmek istiyor. Kendi kendine sakin bir öğleden sonra geçiriyor ortanca grup. Büyük gruptakiler ise mutfakta Seteney’le ekmek yapma ekibi ve Mehmet’le kümes yapma ekibi olarak ikiye ayrılıyorlar. İşler güçler, oyunlar derken gün yine yetmiyor; okula dönme zamanı geliyor.
Güneş Savaş