15 Mär

Serbest Gezen Bir Okul - YeniOkul - Özgürlük ve Risk Üzerine Tartıştığımız Bir Gün!

Bugün hava pırıl pırıl ve sıcacıktı. Bahar neşesi, coşkusu bizimleydi.

Her zamanki gibi ekiplere ayrıldık. 1. Sınıflar benimle birlikte Permakamp’ta kalırken 3. Sınıflar Mehmet’le orman yürüyüşüne çıktılar. Mutfak ustamız sevgili Nesrin hasta olduğu için bugün bizimle birlikte değildi ne yazık ki. Hem biz hem çocuklar yokluğunu hissettik Nesrin’in. Mutfak atölyesi için heyecanlanan çocuklar hayal kırıklığına uğradılar bir hayli...

3. Sınıflar Mehmet’le birlikte ormana gidince 1. Sınıflar biraz daha serbest oyun zamanının tadını çıkardılar. Ardından Dom’a açık sınıf çalışmasına girdiler. Doğa güncesini okuyup baharla ilgili sohbetlere daldılar. Ayrıca bugün Dom’da açık sınıf çalışmasında bir miktar serbest oyun zamanları da vardı. Dışarda çeşit çeşit ufak tefek işlerimiz vardı ayrıca.

Aslı Ela bize üzüm asması hediye getirmişti. Yerine karar verip onu toprakla buluşturduk öncelikle. Kompost alanını biraz çapaladık. Bir miktar solucan avladık ve komposta attık. Ayrıca büyük bir kamp ateşi yaktık. Ama bugün bir yanımız yaptığımız işe dalıp gitmektense daha çok kendi alanlarımıza, oyunlarımıza kaymaya yönelikti. Bir köşede oturup çakıyla bir şeyler yontmak. Derenin kenarında çukur açmak. Oyun parkurunda deneysel oyunlar... Ama hep mümkünse biraz kendi başına ve özgürce. Tatlı bahar güneşinin altında biraz sakince ve dilediğince bir başına kalma ihtiyacı. Bahar ruhumuzdaki özgürlük filizini canlandırmış olmalı şu günlerde. Bir başına olmak, bir başına özgürce hareket etmek ihtiyacı... Çocuklar 17 dönümlük Permakamp arazisinin tamamına ikişer üçerli gruplar halinde dağılıp diledikleri şeyleri yaptılar nihayetinde.

Ben, Nevruz ve Fırat da kah bir grubun yanında kah diğerinin peşinde dolanıp durduk. Tam bu yumuşak gezinmeler sırasında orman yürüyüşünde olan ekipten iki çocuk karşımızda beliriverdi birden. Ama nasıl olur? Diğerleri nerede? Bizim cesur ikili, diğerleri orman dikenleriyle boğuşurken kendi başlarına Permakamp’a dönebileceklerini kanıtlama ihtiyacı duymuşlar. Aslında gelir gelmez yaptıkları ilk şey “biz Mehmet’i yanlış anladık, bizi buraya yolladığını sandık,” demek oldu. Bile isteye yanlış anlamaya niyet etme ve özgür ruha kapılma hali =) Bu olay tabii bizim günümüzün ortasına bir bomba gibi düştü. Tüm ekipler bir araya gelip bu konuyu konuşmaya çalıştık. Sınırları anlamaya çalıştık. Özgürlüğün tehlike ile buluştuğu noktaları konuşmaya çalıştık. Ekip olmanın ve ekibe bağlı kalmanın ne denli hayati olduğunu. Geride kalanların veya bir başına gidenlerin nasıl bir risk altında olduğunu konuştuk. Zorladığımız bazı sınırların aslında bizim güvenliğimizi tehdit ettiği gerçekliği ile yüzleşmeye çalıştık. Birbirimizle konuşurken yanlış anlaşmaların nasıl ortadan kalkabileceğinin üzerinde durduk. Zaman zaman gayet sıkıcı bir konuşma oldu haliyle. Birbirimizi dinlemekte zorlandığımız anlar oldu, savunmaya geçtiğimiz veya dinlememeyi tercih ettiğimiz anlar. Her birimiz için önemli ve öğretici oldu.

Kaygıya kapıldığımızda, sınırları aştığımızda, korktuğumuzda ve sinirlendiğimizde birbirimizle nasıl konuşabiliriz? Aşılan sınırlara bir daha nasıl dönebiliriz? Güven tekrar karşılıklı nasıl tesis edilebilir? Öflü pöflü yükselen, sakinleyen konuşmaların ardından öğle yemeği ile sakinleştik biraz. Güne birlikte devam edebileceğimiz kararını aldık. Büyük sınıftakiler oyun parkuru üzerinde çalışmaya devam ederken biz orman yürüyüşüne çıktık. Ama bende bir telaş =) Bu deneyime özenmemek mümkün değil. Bir başına kaçak bir yolculuk =) Çok heyecan verici ve kalp gıdıklayıcı bir deneyim... Yol boyu birbirimizle bunu konuşmaya çalıştık, neden bir arada kalmalıyız? Orman barınağına vardığımızda çocuklar daha fazla yürümek istemediler. Aynı Permakamp’ta olduğu gibi bu defa küçük bir alanda yine küçük gruplar halinde kendi işlerine dalmak istediler. Sakin ve özgür kısa bir zaman aralığı, ormanda ağaçların altında. Sadece kendi içinden geçeni yapmaya ayrılmış kıymetli zamanlar. Zorlamadan kendi halinde. Bugün kendi başlarına yaptıkları şeylere ayırdıkları zaman bir türlü yetmedi bizim ekibe. Biraz daha, lütfen biraz daha... Daha dönmeyelim Permakamp’a... Sadece oturup bir dal yontmak, bir ağaca tüneyip etrafı seyretmek, bir kütüğü yerinden söküp altından çıkanları uzun uzun incelemek, dal toplamak ve daha bir dolu şeyle birlikte, yanındakiyle kah kavga edip kah sohbet ederek geçen farklı bir orman günü. İstemeye istemeye ormandan döndük Permakamp’a. Oyun parkuruna eklenen yeni tırmanma ipini denedik. Ağlarda oturup sohbetler ettik...

Güneş Savaş

Read 9083 times Last modified on Donnerstag, 15 März 2018 10:02

Haber Postası

captcha 

Hakkımızda

S.S.Permakamp
Riva Tüketim Kooperatifi

V.D. - Zincirlikuyu 7280400079
Adres - Gülbahar Mh. Avni Dilligil Sk. Akün Apt. No:20/4
İletişim : info@permakamp.com