Tasarıma başlarken kullanılacak metodolojilerden bahsetti. ısteklerimiz doğrultusunda iki gruba ayırdı. Toprak ve arazi tasarımı ile ilgilenenler ve Sosyal yapının tasarımı ile ilgilenenler. Gruplarda Permakamp'dan en az birer üyenin yeralması gerektiğini de söyleyerek grupları oluşturdu.
Bu tasarımda SADIM ve PASTE denilen yöntemleri kullandık. Önce arazimizdeki gözlemlerimizi aktardık. Hakim rüzgarları, suyun geçiş yönünü, nerelerde su toplandığını, arazimizden geçen hayvanları, güneş yönünü, toprak konusunda bildiklerimizi, arazimizdeki ağaçları, ... aklımıza gelen herşeyi anlattık.
Farkına vardık ki birkaç konudaki bilgimiz zayıf. Birisi arazideki bitki envanteri, bir diğeri detaylı toprak analizi ve bir başkası ise arazideki mikro-klima etkisi yaratabilecek alanlar. Bu iki konudaki gözlemleri artırıp bilgilerimizi arttırmalıyız. Tabi bu gözlemlerin eksikliğinde araziye henüz 4 aydır sahip olmamızın ve henüz bir yaz dönemi geçirmemiş olmamızın da etkisi var.
Arazimizdeki bitki envanteri ve toprak analizi eksiği nedeniyle, toplanıp arazi içinde gezmeye başladık. Baskın tür, çok sık olan tür ve seyrek tür gibi sınıflandırmalar sonucunda belli bölgelerde sık olan türler olsa da arazi genelinde baskın ve sık olan bir tür olmadığına karar verdik. Rakesh, bazı bitkilerin gerçekten arazimiz için birer hediye olduğunu ve mümkünse artırmamız gerektiğini belirtti.
Aldığımız bir avuç toprağı yuvarlayarak, bükerek ve kopararak analiz ettik. Toprağımızın kil ve kum ağırlıklı olduğunu belirten Rakesh, bitki yetiştirmek için çok kaliteli bir toprağa sahip olduğumuzu ancak kum oranı nedeniyle kolayca ezilip sertleşebilecek bir toprağa sahip olduğumuzu da anlattı. Gezi esnasında bol miktarda solucan ve birkaç tarla faresine rastladık.
Ardından bu arazi üstündeki planlarımızı ve isteklerimizi anlattık. Dinledikten sonra bizi şaşırtan bir çıkış yaparak projemizin bir permakültür projesi olmadığını, bütüncül ve sürdürülebilir bir yapıya sahip olmadığını, 19 ailenin tüm gıda ihtiyacının buradan karşılanamayacığını belirtti. Bunu söyler söylemez projemizi eksik anlattığımızı fark ettik. Aslında bu arazinin bizim için bir çiftlikten öte topluluğumuz için bir merkez olduğunu, bütüncül tasarımımızda köylüyü dönüştürme, tarım ve hayvancılık amaçlı başka arazileri kullanma, sürdürülebilir yaşam üzerine eğitimlerle kendimizi bu yönde dönüştürme ve benzer oluşumlarla takas yapma gibi hedeflerimiz olduğunu aktardık. Eh, böyle bir permakültür projesi herhalde bir yılda ortaya çıkmayacaktı.
Hava, rüzgarın etkisi ile iyice soğumaya başladı. Rakesh de hasta. Arazide kalsak ertesi gün kaçımız gelebilecek bilmiyoruz, ıstanbul'a dönsek toplanmak bir dert. Zaten acıkmışız. Kavacık'a giden yolda sağda salaş bir gözlemeci var, gittik bir yandan çay-gözleme yedik, bir yandan tasarıma devam ettik. Arazide olmasını istediğimiz fonksiyonları yazıp amaçlarını belirledik. Hava kararırken, ertesi gün Alpay'ın evinde buluşmaya karar verip ayrıldık.
Alpay'ın evinde sabah buluşur buluşmaz, bizim Prezi'deki sunumumuzu gösterip isteklerimizi tekrar aktardık. ıkili gruplara ayrılıp dün yazdığımız herbir fonksiyonun girdilerini, çıktılarını ve karakteristiklerini belirledik. Sonra tüm yazılanları diğer gruplarla gözden geçirdik ve masa başında büyük bir kağıdın üzerine aktardık. Ardından girdi-çıktı ilişkilerine bakıp birbirlerine bağladık. Artık hangi fonksiyonların birbirine yakın olması gerektiği belirginleşmişti.
Artık iş Guruya düşmüştü. Bize, arazi krokimiz üzerinde hangi fonksiyon nerede olabilir, birbirleri ile nasıl bağlantılı olabilir gibi konularda açıklamalar yaparak yerleştirdi. Farklı ısınma ve yemek pişirme seçenekleri söyledi, hiçbiri gaz kullanmıyordu. Suyu hiç enerji harcamadan nasıl ekim alanlarına götürebiliriz üzerine seçenekler sundu. Kenar etkisini kullanarak nasıl gıda ormanı oluşturabiliriz üzerine konuştu. Yer elması ve enginar yetiştirmemizi önerdi. Kompost tuvalet üzerine konuştuk. Sera düşüncemizi hiç sevmedi, komposta burun kıvırdı, Köylüleri de katarak yapmak istediklerimizi çok takdir etti. Mandala bahçeleri kurma konusunda aklımızı çeldi.
Böylece elimizde 4. bir tasarım daha oluştu. Beni en çok güldüren fikir ise kompost tuvaletin kabinindeki ışığın el dinamosu ile çalıştırılması idi :) Tuvalet yapmaya konsantre olunamayacağından süreler uzar mı endişesi belirdi :)
Zafer Koçer
