Mutfakta ekşi maya hamurdan patatesli, pazılı, pırasalı ve peynirli pideler hazırlayacaklar. Şubat ve Mart aylarında ateş elementine yoğunlaşıyoruz. Bu yüzden çocukların hazırladıkları pideler kerpiç fırında pişecek. Mutfak ekibi patatesleri soyarak işe koyuluyor, biz bahçe ekibi de kerpiç fırının başına geçiyoruz ve kerpiç fırın nasıl yapılır bunun hakkında konuşuyoruz. İşimiz fırının ateşini biraz harlamak. Çocuklar çevreden çalı çırpı ve kozalak toparlıyorlar ve bunlarla ateşi büyütüyoruz. Fırının kapağını kapatıp yanından ayrılıyoruz. Bahçede türlü tuhaflık peşinde dolanacağız beraber. İlk önce kağıt bir paket içindeki sebze, yumurta, çay ve kahve atığının başına toplanıyoruz. Bunlar da ne? Bunlarla ne yapabiliriz? Peki toprak nasıl oluşur? Sorular soruları doğuruyor. Toprağın oluşumunu, mutfak atıklarımızın aslında çöp olmadığını ve toprağa dönüşebileceğini konuşuyoruz.
Permakamp yerleşkesinde farklı kompost alanları var. Bunların hepsini birer birer çocuklarla geziyoruz. Önce solucan kompostuna bakıyoruz ve az önce baktığımız paketteki mutfak atıklarıyla solucanları besliyoruz. Solucan kompostuna neler atılır neler atılmaz uzun uzun bu konuda konuşuyoruz. Toprağı karıştırıp solucanları buluyoruz. Toprağın biraz kurumuş olduğunu görüp yağmur suyu hasadı kovamızdan solucanlara biraz su veriyoruz. Solucan kompostu küvetinde yeterli gıda var. Artık Haziran ayına kadar dokunmayacağız kendilerine. Haziranda mis gibi bir toprak hasat edeceğiz ve bu toprakla sebze yataklarımızı besleyeceğiz. Solucan kompostunun başından ayrılıp mutfağa gidiyoruz ve mutfaktan kompost kovasını istiyoruz. İçinde neler var yine uzun uzun inceliyoruz ve bu atıklarla sebze yataklarına gidiyoruz. Bu defa da bu atıkları sebze yataklarına atıyoruz. Mart ayı boyunca sebze yataklarımızı bu şekilde besleyeceğiz ve Haziran ayına kadar atıkların çürüyüp toprağa karışmalarını bekleyeceğiz. Bu aralar yatakları çapalayıp hazırlıyoruz, soğan ve sarımsak dikiyoruz ve Hügel-kültür alanı hazırlıkları yapıyoruz (http://peyzax.com/hugel-kultur-sadiye-kumru/). Uzun uzun bahçede çalışıyoruz hep birlikte ve haliyle yoruluyoruz.
Şimdi sıra açık sınıf çalışmasında. Tüm çocuklar öğretmenleri eşliğinde kubbe yapıya giriyorlar. Biz de bu esnada pideleri pişiriyoruz. Pideler pişiyor, çorba kaynıyor ve keyifli bir öğle yemeği bizi bekliyor. Yemekler yendikten sonra bulaşıklar yıkanıyor, yenmeyen yemekler hayvan dostları kovasına atılıyor. Permakamp yerleşkesinde plastikler hariç her atık kendi yerini buluyor, hiçbir şey çöpe atılmıyor. Ardından keyifli bir serbest oyun zamanı başlıyor. 13:15’te orman yürüyüşüne çıkıyoruz hep beraber. Orman ılık ve sakin. Çayıra kadar yürüyoruz. Çayırın dere ile birleştiği alanda küçük bir su birikintisi var. Bu alanda muhteşem bir çamur bulunuyor, tam elle şekil vermelik. Bata çıka bu alanda toplanıyoruz. Kimimiz suyla oynuyor, kimimiz taş topluyor, kimimiz toprağa elleriyle şekil veriyor. Uzun uzun oynuyoruz burada. Islak ve neşeliyiz. Toprak ve suyla oynamak inanılmaz bir mutluluk veriyor. Buradan ayrılmayı hiç istemiyoruz. Ağaçların arasındaki bu minik cennette keyfimiz yerinde. Ama Permakamp’ta da bizi kamp ateşi ve mısır bekliyor, ve ayrıca okula dönme zamanı da yavaş yavaş yaklaşmakta. Dahası Permakamp’a vardığımızda ıslanan kıyafetleri değiştirmek ve çizmelerdeki balçığı da biraz temizlemek gerekecek. Biraz söylene söylene ama yine de keyifle düşüyoruz dönüş yoluna. Permakamp’ta bizi karşılayan kamp ateşi ve mısır neşemizi geri getiriyor. Ateş başında biraz daha keyif yapıyoruz. Ardından okula dönüş zamanı geliyor.
Güneş Savaş
