Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir grup insan mutfak amacı ile kullanılacak bir kapalı alan imalatı yapmaya soyunmuşlar. Önce toplantı yapmış tartışmışlar, konuşmuşlar, çizmişler, çizdirmişler malzeme araştırmışlar sonra yine toplanmış, konuşmuş, konuşmuş, konuşmuşlar.
Konuşmaktan sıkılıp yapmaya karar verdiklerinde planlama yaptıkları malzemelerin satıldığını öğrenip tekrar toplanmışlar, çizmişler, çizdirmişler, konuşmuşlarrrrr.
Gönüllü Tasarım çalışmamız başladı.
Bu hafta sonu tasarım çalışmalarımızda bize gönüllü olarak destek verecek katılımcılar ile birlikte yerleşkemizde çalıştık.
Sabah Üskidar’da buluştuk. Hava güneşli ve çalışmaya uygundu. İlk önce biraz dağınık olan ortalığı toparladık ve yağmur yağma ihtimaline karşı tentemizi tamir ettik. Masalarımızı ayarladık.
MULCH TERAPİ
Güneşli bir aralık ayı haftasonunda Permakamp'da birkaç kişi bir araya geldik. Keyifle filizlenmiş buğdaylarımızı, baklalarımızı ve bezelyelerimizi seyrettik. Tam 1 ay 1 hafta olmuş tohumları atalı. Nerdeyse her hafta araziye gittik ve adım adım seyrettik doğanın bu muhteşem işleyişini. Yüzlercesi bir avuca sığarken şimdi her biri bir filiz. Tabiki kurdun, kuşun payına düşenlerden kalanlar. Bu keyfin tarifi yok her hafta sadece ne kadar büyüdüklerini görmeye gitmek bile her şeye değer.
Permakamp Projemizin ilk yerleşkesi oluşmaya başladı. İlk olarak şehre yakın ve olabildiğince doğal kalabilmiş, aynı zamanda hayallerimizi uygulamaya fırsat verebilecek özellikte arazi arayışımızı, Beykoz- Öğümce’ de tam da istediğimiz gibi bir arazi bularak ve kiralayarak tamamladık.
Projemiz ile ilgili ayrıntılı bilgileri elimizden geldiğince geliştirmeye çalıştığımız sitemizde bulabilirsiniz.
Bereket Toplaşması
Yağmur yağacağını biliyorduk. Sırılsıklam olacağımızı da biliyorduk. Yinede “Bereket” toplaşmamızı iptal etmedik. Buğdaylarımız, baklalarımız, bezelyelerimizle birlikte filizlenmek için ıslandık durduk.
Aşuremizi kaynattık. Masalarımızı yerleştirdik. Derme çatma brandalarımızı gerip altında toplandık. Soframızda her gönülden yiyecekler, yüzlerimizde gülücük. Tarlalarımızı yeni gören insanlar, yeni tanışıklıklar. Sobamızı yakıp biraz olsun ısınmaya çalıştık. Çocuklar durmadı aletleri alıp kazdılar durdular. Donlarına kadar ıslandılar.
Kurda, Kuşa, Aşa...
Permakamptaki ilk günümüzü anlatacağım size. Dileklerin ve küçük rüyaların dile geldiği, kocaman bir arazi olduğu, küçük bir semaverde sıcacık çay olduğu, parmakların arasından toprağa saçılan tohum olduğu, paylaşılan köy ekmeği ve peynir olduğu, serin ve güzel günü anlatıcam.
Günün anlam ve önemi büyüktü, projenin amacı, iyi niyeti, türünün ilki falan olduğu konusunda zaten yazdık çizdik, ben daha çok o günkü duygulardan bahsedeceğim.
El aletlerimiz Alındı.
Oldum olası el aletlerini çok sever ve çok önem veririm. Yıllarca süren dostluğunuz olur ve onunla beraber birçok şey yapar, öğrenirsiniz. Permakamp için alınacak aletler listemiz olsa bile kalitesini nasıl anlarız nasıl pahalı almayız gibi kaygılar taşıyorduk. Mustafa sağolsun bu konuda imdadımıza yetişti.
Hafta sonu için 5 dönümlük bir araziyi bakla, bezelye ve becerebilirsek bir kısmına da buğday ekmek için hazırlamamız gerekiyordu. Zamanımız vardı ve bu süreyi koyunları otlatarak kullanmak istedik. Koyunlarla iyi anlaşma olacaktı. Onlar bizim arazimize sevgilerini, minnetlerini ve boklarını getireceklerdi, bizde onlara uzun süre koyun otlatılmamış bir arazide lezzetli otlar verecektik.