Hemen sahibini bulmaya çalıştım. Hemende buldum. Erzurum’dan 40 yıl önce istanbula göç etmiş Hüseyin dayının elek. Ne yapacaksın onu dedi. Artık o kullanılmaz ki. Biçerdöğer çağır buğdayını alsın dedi. Bende az buğdayımız olduğunu ve biçerdöğer olmadığını söyledim. 5 dönüm arazide buğday ektiğimizi anlattım. Dönümü duyunca güldü. Az geldi herhalde.
Al götür dedi. Yakacaktık bizde. Hüseyin abinin bir arkadaşı ihtiyacı olduğundan istemiş 5 yıldır burda apartman önünde duruyormuş. Fırında yakmak üzereydik dedi.
Hüseyin abinin 50 yıl önce çocukken kullandıkları elek. Kara patoz vardı o zamanlar. Onunla kırardık buğdayı bununla elerdik diyor. Elek tamamen el yapımı. Köyde bir adet var. Herkes sırası geldikçe kullanıyor. 4 tür eleği var. Samanları yularda tutuyor ve rüzgarla ucuruyor. Kalan 3 değişik elekten geçenler ayrı yerlerde toplanıyor. En son kuşluk denen işe yaramaz tohumlar. Onlarıda kuşara atardık diyor.
Muhteşem bir hikaye. İçinde olduğum için ve bu aleti yanmaktan kurtardığım için çok mutluyum. Kısmetse bizim buğday hasadımızda kullanmak için tamiratlarına başladık bile.
2. buğday hasadımız bu yıl olacak.
Hepimize kolay gelsin
Alpay Oğuş