24 Eki

Serbest Gezen İki Okul - Tırtıl Anaokulu ve YÖM Okulları - Köpekler dostumuz ama nasıl?

Bugün Tırtıl Anaokulu ve YÖM Okulları bizimleydiler. Tırtıl Anaokulu bu yıl ikinci senesine başlıyor Serbest Gezen Çocuklar Programı’nda. YÖM Okulları ise bu yıl ilk defa gelenler arasında. İlk günlerin hep farklı bir enerjisi oluyor. Tanışma telaşı, araziyi kavrama telaşı... Birkaç ziyaretin ardından ritmimizi buluyoruz. Bu henüz ilk gün. Mehmet ve Seteney, YÖM İlkokulu 3. Sınıf öğrencileri ile orman yürüyüşüne çıkıyorlar. Geçen sene yaptığımız orman barınağımız daha dün ayaktayken bugün bir kısmını yıkılmış buluyorlar. Küçük bakım çalışmaları ve orman barınağımızın yakınındaki bir ağaçtan sarkan sarmaşıkla uçma egzersizleri yapıyorlar.

Biz ise bu esnada Tırtıl Anaokulu’ndan öğrencilerle günlük akışımızı yakalamaya çalışıyoruz. Önce 15 dakikalık serbest oyun zamanı, ardından açık sınıf çalışması. Açık sınıf çalışması, öğrencilerin öğretmenleriyle birlikte geçirdikleri bir zaman. Bu çalışma esnasında, öğretmen kendi ders sürecini açık sınıf çalışmasına taşıyabiliyor, ya da dilerse, kütüphanemizdeki kaynakları kullanarak, örneğin bizim Ekim-Kasım ayı boyunca temamız olan su elementi üzerine yoğunlaşabiliyor. Açık sınıf çalışmasında niyet, teorik ve pratik öğrenme sürecinin Permakamp arazisinde mümkün olduğunca hayata geçirilmesi. Öğretmen ve öğrencilerin seçtikleri bir konu çerçevesinde birlikte bir öğrenme modeli yapılandırmaları. Bu çalışma yaklaşık yarım saatlik bir çalışma. Açık sınıf çalışmasının ardından çocuklar iki gruba ayrılıyorlar. Bahçede gölet yapımında çalışacak ekip ve pergolada Nesrin’le turşu kuracak ekip.  Nesrin çocuklarla birlikte pergolada gerçekleştirdiği buluşmalarda, mevsimine uygun yeme içme kültürü üzerine konuşuyor ve bu doğrultuda çalışmalar yapıyor. Onlar Nesrin’le pergolada turşu kuradursunlar, biz bahçede çamura batmış bir vaziyette çapa kullanmaya giriş çalışmaları yapıyoruz. Gerçek bir alet kullanmanın sorumluluğunu üstlenmek, kendine ve yanındakilere zarar vermeden bir gölet çapalamayı deneyimlemek. Biz buna çapaya giriş diyoruz J Bu sene su elementi kapsamında tekrar açmaya çalıştığımız göletimizin çapını biraz büyütmeye karar verdik.

Henüz bir su birikintisinden hallice, ama formu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı; gölet üzerinde çalışmaya devam... Küçük grup haklı olarak çabuk yoruluyor. Hem yoğun dikkat harcıyorlar, hem de ağır bir alet kullanıyorlar. Saat 12’ye doğru öğle yemeğine geçiyoruz. Orman ekibi de araziye dönüyor. Çorba ve sandviç eşliğinde öğle yemeğine dalıyoruz. 12-13 arası öğle yemeği, kendi kaselerimizi ve kaşıklarımızı yıkama ve serbest oyun zamanı. Bu zaman bizim için en az açık sınıf çalışması, orman yürüyüşü veya mutfak çalışması kadar önemli. Çünkü çocuklar bu zaman aralığında özgürler ve kendi yapabilirliklerini ölçtükleri bir oyun alanında yönergeler olmaksızın oyun oynuyorlar.

Sınırları çizilmemiş bir oyun alanı; nerede başlıyor, nerede bitiyor belirsiz. Tıpkı her çocuğun sahip olduğu kendine özgü kabiliyetleri gibi. Saat 13 suları bu defa ben Tırtıl Anaokulu ile orman yürüyüşüne çıkıyorum.  YÖM İlkokulu ise Permakamp arazisinde kalıyor. Onların da sakin bir 15 dakikaları var serbest oyun için. Ardından açık sınıf çalışmasına giriyorlar. Kendi gruplarına ait bir çalışmaları var. Doğal malzemeler üzerine konuştukları ve tartıştıkları bir proje bu. Bu çalışmayı tamamladıklarında Nesrin’le turşu kurma ekibi ve bahçede gölet kazıp brokoli fidesi ekme ekibi olarak gruplara ayrılıyorlar. Biz ise ormanın derinliklerine doğru uzun bir yolculuk yapıyoruz. Sakin, mümkün olduğunca yavaş. Yanımızda bizimle birlikte yürüyen köpekler var.

Permakamp arazisi pek çok köpeğin ne yazık ki terk edildiği bir bölgenin yakınında. Biz kendi olanaklarımızla arazinin dışında beslemeye çalışıyoruz bu köpekleri. Beykoz Belediyesi de aşılarını yapıyor. Dostluk kurmayı seven vefakar köpekler bunlar; biz araziden çıkar çıkmaz hemen peşimize düşüyorlar. Niyetleri yanımızda yürümek, biraz sevilmek ve dostluk. Hiç biri saldırgan değil. Ama tabii ki her çocuk için kolay değil bu dostluk. Köpeklerin boynuna atlayanlar da var, çok rahatsız olanlar da. Rahatsız olan çocukları mümkün olduğunca destekleyerek, köpeklerle dostluk kurabilecekleri güvenli bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Aslında köpeğe sarılan arkadaşlarını izlemek bile yeterince sağaltıcı oluyor bu endişe için. “Bu köpeği sevmek zorunda değilim, korkabilirim, bununla beraber bu köpek arkadaşlarıma veya bana zarar verecek hiç bir şey yapmıyor.“ “Belki de bu köpekler güvenimi hak ediyor.” Yol boyu bunları konuşarak ilerliyoruz.

Köpeği görünce çığlık atan çocuklar köpekleri belirli bir mesafeden gözlemleme fırsatı yakalayınca yavaş yavaş gevşiyorlar. Orman yürüyüşünün başında bir köpeğin yanından geçmesine bile tahammül edemeyen bazılarımız, köpeğin kuyruğu bacağına çarpınca kahkahalarla gülmeye başlıyorlar. Adım adım ve zorlamadan ilerliyoruz. Acelemiz yok, her birimiz farklıyız. Orman yürüyüşünün ardından kampa geri dönüyoruz. Yorgun ama neşeli. Artık okula dönme hazırlıkları. Çocuklar gördüğümüz kadarıyla mutlular, biz de öyle...

Güneş Savaş

Okunma 7276 defa Son Düzenlenme Perşembe, 22 Kasım 2018 12:40

Haber Postası

captcha 

Hakkımızda

S.S.Permakamp
Riva Tüketim Kooperatifi

V.D. - Zincirlikuyu 7280400079
Adres - Gülbahar Mh. Avni Dilligil Sk. Akün Apt. No:20/4
İletişim : info@permakamp.com