Üye Günceleri
Aklıma gelişini seveyim, kafamı darma dağın ediyorsun Permakamp!
Doğumların daha planlanmadığı günlerde doğan iki kişi, (25!) yıl önce aynı günde doğmuşlar ve yolları Permakamp'ta kesişmiş. Demişler ki, bu hafta Alpay da yok, biz şöyle en şekerli, lezzetli ve sağlıksızından bir kek yapalım bu yeni yaşımıza, paylaşacığımız minik tatlı parçalarla bütün yıl ağızdan gitmeyecek bir tatla başlayalım..
Güne, iki misafir arkadaşımız güzel insanlar Gaye ve İdil'le tanışarak, kareli masa örtüleri üstünde, güneşte pırıl pırıl zeytinyağı ve gülen yüzlerle süper bir kahvaltıyla başladık. Sonrasında her zamanki gibi tatlı bir telaş.. Herkes yapacağı işe koyuldu, pergola çatısının üstü çekiç sesleriyle, asma katı da çocuk sesleriyle doldu.. Geçen hafta ekilenler topraktan uzatmışlar bile kafalarını. Şehirliden toprakta çalışmasını beklersen onu da sistematiğe, kurallara bağlama çabasında, çünkü daha annelerin 'göz kararı yapıyorum' kıvamına gelmemiş. Şöyle ki:
Günes:
- Özge, al bu tohumları ocak açarak dikicez.
Özge'den gelen o ne demek bakışından sonra Güneş: -Yani şöyle bir sopa bulucaz, onu topraga saplıycaz, toprak altına 3-5 santim girdikten sonra tohumları atıcaz, üstüne de kenardaki toprakları atıcaz, sıkıştırmıycaz.
Tamam anlaşıldı. Özge gitti, sopasını buldu, sapladı, 3-5 santim daldırma gayretinde, çünkü 6 ya da 7 olsa olmaaz! Açtı, tohumları Ece attı.. İlk iki ocakta ölçtü biçti, sonrasında ocaklar hızlandı.. Hey bea, muhtemelen bu salatalıkların tadına doyum olmuycaktı...
Bir de mesela kaplan pençesi var: 5 parmağını toprağa daldırıyorsun, 3 tanesine taze fasulye, birine mısır (ki uzasın, fasulyeler de üstüne sarılsın), diğerine de balkabağı (ki kocaman gövdesiyle digerlerine gölge yapsın, su hemen buharlaşmasın). İşte böyle öğrenirsen, yeni sayı saymaya başlayan çocuklar gibi ellerine baka saya ekersin toprağa, hele bi de çıktılar mı, yazdığın bilgisayar kodu bir kerede çalışmış gibi oluyor!
Onlarca damla sulama döşendi, sıra sıra kayıtlarını orijinlerine kadar tuttuğumuz tohumlar ekildi, ve bu hafta çocuklarla ekilmeye devam edecek. Güneş bir tane kocaman tohum bavulu yaptırmıs, açıyor, içinden hayat çıkıyor! Herkes ne ekmek istiyorsa seçip, ne yapacağını öğrenip gidip ekiyor! Haftaya belki biraz de ayrık otlarına bakmalıyız..
Baklalar artık kartlaşmaya başlamış. Toplamaya devam ediyoruz ama. Sırada bezelyeler var.. Yedikule marulları ve domates fidanları şaşırtılmayı bekliyorlar, kucak kucağa..
Akşam üstü gelince açıyoruz damla sulamayı lıkır lıkır içiyor toprak.. Günün en güzel saatleri.. Tatlı bir yorgunluk, o akşam nerede uyuduğumuzu bilmiyoruz zaten genelde yorgunluktan.
Çocuklara gelince.. onlar da bu hafta daha çok tohum ektiler, ve her geçen hafta daha çok birbirleriyle kaynaşıyorlar.. Bütün gün dışardalar, bundan daha iyi bir hafta sonu olabilir mi bir çocuk için? Saman alnına bayılıyorlar, birbirlerinin başından aşağı saman atıyorlar, sonra gelip küllerle oynuyorlar, sonra bir de üstüne terliyolar, suratlar şöyle: Kül, saman, ter karışık, ve mutlu!!! Anne bakıyor yüzüne, eve gidince küvete sokup çitilemeli bunu diyor.. Baba bakıyor yüzüne, benim aslan oğlum diyor..
Şu anda işteyim, ama bu haftayı yazmayı çok istedim.
Demiş ya şair:
Aklıma gelişini seveyim, kafamı darma dağın ediyorsun Permakamp!
When you subscribe to the blog, we will send you an e-mail when there are new updates on the site so you wouldn't miss them.