Bir Geodezik Dome Yapımı için Gidilen Güne Neler Sığdırılır...

Bir  Geodezik Dome Yapımı için Gidilen Güne Neler Sığdırılır...

“Dome’da nedir?” diyen varsa o bizim için daha önce geçen yıl gerçekleştirdiklerimiz gibi ağaçların üstünde ağlarda gezen çocuklar, zip line, karşı kıyıya geçebildiğimiz sal, üzeri kapanabilir kum havuzu, kum havuzunda manuel çocukların çalıştırdığı bir kepçe, tiny house ve daha niceleri gibi bir hayaldi.

Hani bir çoğumuzun bir yerlerde görüp ne kadar güzelmiş deyip özendiğiniz, ya da ah şimdi söyle bir yer olacaktı burada deyip arka plana attığınız fikirler var ya, öyle bir fikirdi başta.

Arkadaşlarımızdan biri diğerlerinde olduğu gibi bir yerlerde görmüş, resimlerini bizimle paylaşmıştı. Permakamp ahalisi fikri sevmiş, özellikle kışın başta sera olmak üzere çok amaçlı kullanılabilecek Dome gibi kapalı bir mekanı gerçekliğe dönüştürmek için kolları sıvamıştı.

Çok kısa bir sürede gönüllü vakit ayıran arkadaşların çabaları ile imalat tamamlanmış (bu da başka bir hikaye tabi), bütün parçalar Permakamp’a getirilmiş birleştirilmeyi bekliyordu bu hafta sonu.

Yani resmini gördüğünüz yapı sıradan bir kubbe değil, her bir yeri özenle fedakarlıkla sevgiyle öğrenerek öğreterek yapılmış bir sanat eseri bizim için. Pazar akşamı saat 21:00 ‘a doğru bitti Dome. Çocukların bir kısmının uykusu geldi. Uykusu gelenler annelerinin kucaklarında yapı tamamlanana kadar direndiler uykuya. Son parça takıldığında herkes birbirine gururla bakıyordu. Biliyorduk ki hayallerimizi gerçekleştirebilmemizin arkasındaki güç bir kaç kahramandan gelmiyor. Oraya hayat veren devamını sağlayan bazen bir çocuğumuzun kahkahası, bazen gerektiğinde kenetlenen orada olan olamayan bir çoklarının inancı. Bir fikir bizi bağlayan, eğer gelirseniz  o fikri orada karşılaştığınız insanların gözlerinde görebiliyorsunuz...

----------- 

Tüm günümüzü Dome inşaatının aldığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Bu hafta sonu katılımcıya kapatsak ta kampı, misafir ağırladık. Slow food ekibini davet etmiştik. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunduğumuz keyifli bir buluşma oldu. Görevlendirmelerimiz ile ilgili soruları duydukça bir kez daha farkımızı fark ettik. Aramızda görevlendirme olmadığını, herkesin gönüllü istediği işi yaptığını, zaten bir işin yapılması gerekiyorsa herkesin isteyerek görev aldığını anlatmaya çalıştık. Sanırım işlerin gönüllü olarak aksamadan nasıl yürüdüğüne inanmakta zorluk çektiler.

Çiftçi bir çift ziyaretimize geldi. Yıllardır deneyimlerinden elde ettikleri tecrübeleri ayaküstü hediye paketi verir gibi, bırakıp gidiverdiler. Gene geliriz, gelirken yetiştirdiklerimizden de getirir anlatırız, sizi sevdik dediler. Beni ise bu devirde döllü tavuk yumurtası nereden bulurum muamması ile bıraktılar.

Çocuklar ağlara çıktı, kum havuzunda oynadı, serada çalışanlara yardım etti, monte edilecek Dome parçalarının zımbalanması sürecine destek oldular, maç yaptılar, sallandılar.  Bir ara çiğ yemeleri için verdiğimiz havuçları yaktıkları ateşte pişirip yediler. Normal pişmiş havucun yanından geçmeyen oğullarımın yanaklarındaki islerle ballandıra ballandıra pişirdikleri havucun ne kadar lezzetli olduğunu anlatmaları görülmeye değerdi. Ağaçların arasında dallardan kendilerine yaptıkları ev güzeldi. Yemek sırasında dolu tabaklarla nereye kaybolduklarını ise ancak akşam ağaçların üzerindeki ağlara çıkınca anladım. Meğer kendilerine ağaçlar arasında özel yemek yeri yapmışlar. En büyük keyfi ise Dome’un bitmesini beklerken hava karardığından fenerlerle oynarken aldılar.

Muhtemelen 5 Mart günü benim yazdıklarımdan çok daha fazla şey yaşandı. Mutfakta gönüllü olan arkadaşlar konuklarımızın bir kısmı Vegan olduğu için nefis daha önce yemediğim yemeklere imza attılar. Sadece bir ara uğrayıp patatesleri doğramalarına yardım edebildim.

Artık ekim dikim zamanı yaklaşıyor günün büyük kısmını serada ve tarlada geçirenler oldu, onlar için su açıp kapadım ama yanlarına uğayıp neler yapıldığına bakamadım. Daha neler neler kaçırdım kimbilir...

05 Mart 2017